CORONA VİRÜSLE TANIŞMAK...

CORONA VİRÜSÜ TANIYALIM...

Bir coronavirüs dört yapısal proteinden oluşur: nükleokapsid, zarf, zar ve çubuksu çıkıntılar (dikenler). Bu çıkıntılara Latincede taç anlamına gelen “corona” adı verildiğinden bu virüslere coronavirus (taçlı virüs) denir. Nükleokapsid, zarf ve zar proteinleri tarafından oluşturulan küreye benzer bir yapının içinde, genetik materyali bulundurur.

Dikensi çıkıntılar ise virüsün enfekte edebileceği hücreleri belirler ve hücrelerdeki almaçlara bağlanır. Coronavirüsler, enfekte kişiler nefes alıp verdiklerinde, öksürdüklerinde veya hapşırdıklarında dışarı attıkları damlacıklar yoluyla insandan insana bulaşabilir. Tipik bir cerrahi maske bu damlacıklarda bulunan viral partiküllerin geçişini engelleyemez ancak elleri yıkamak; sık dokunulan yüzeyleri ve nesneleri dezenfekte etmek ve yüze, göze ve ağıza dokunmaktan kaçınmak gibi basit önlemler enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltabilir.

ANTİKOR ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?

Viral enfeksiyonları tedavi etmenin iki yolu vardır. Birincisi virüslerin protein sentezini durdurarak çoğalmalarını önleyecek hap formunda küçük antiviral moleküller geliştirmek. Ancak bilim insanlarına göre bu potansiyel ilaçların yüzde 99’u tedavide başarısız oluyor. İkinci yol ise, vücudumuzun patojenlere karşı kullandığı silahı yani antikorları kullanmak.

Antikorlar, virüslere bağlanan ve yok olmalarını tetikleyen büyük proteinlerdir. İnsanlara yeni bir virüs bulaştığında, vücudun virüsle savaşmak için yeterli antikor üretmesi iki ha%a sürebilir. Ama laboratuvar ortamında, hücre kültüründe yeterli antikor üretilerek hastaya enjekte edilmesi, hastanın bağışıklık sistemi devreye girinceye kadarki süre içerisinde bir çözüm sunabilir.

Antikorların küçük moleküllü ilaçlara göre yan etkilere neden olma olasılığı da daha düşüktür, çünkü antikorlar sadece virüslere bağlanıp onları etkisiz hâle getirirken, küçük moleküllü ilaçların böyle bir seçiciliği olmadığından vücutta pek çok başka şeye de bağlanabilirler. Bu nedenle bazı bilim insanlarına göre yeni coronavirüse karşı güvenli ve etkili antikorları çok hızlı bir şekilde bulmak, sonrasında da o antikorları yeterince hızlı bir şekilde ve yeterli miktarda üretebilmeyi başarmak salgını durdurmak için bir çözüm olabilir. Aslında, Çin’de bir ekip 2002’de SARS salgınına neden olan coronavirüse karşı kullanılan antikorları test etti ve yeni coronavirüse de bağlanan bir antikor buldu. Ancak Fudan Üniversitesindeki ekip lideri Tianlei Ying, hayvanlarda ve insanlarda testlere başlamak için antikorun yeterli miktarda üretilmesinin bir veya iki ay sürebileceğini belirtti.

Diğer yandan tedavi için umut olabilecek birkaç mevcut küçük moleküllü ilaç da var. Örneğin, ABD’li bir ilaç firması, Ebola’yı tedavi etmek için geliştirdikleri ve insanlarda güvenlik testlerini geçen deneysel bir antiviralin coronavirüse karşı etkili olabileceğini söylüyor. Diğer yandan HIV’i tedavi etmek için geliştirilmiş ve insan kullanımı için onaylanmış iki ilacın SARS veya MERS coronavirüsleri ile enfekte olmuş kişilerde hastalık şiddetini ve ölümlerini azalttığı görülmüş. Salgının merkezi olan Wuhan’daki doktorlar, bu iki ilacın randomize kontrollü bir denemesini başlattılar...

Gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz...

Bizimle kalın..

Referans: Ak Ö., Soğuk Algınlığından Ölümcül Salgına! KÜRESEL KÂBUS,Bilim ve Teknik Dergisi, 2020, TÜRKİYE

Türkiye'deki üniversitelerin değerli akademisyenlerinden tıp, eczacılık, kimya, kimya mühendisliği, gıda mühendisliği gibi her biri kendi alanında uzman tecrübeli kadromuzla çalışmalarımız durmaksızın devam etmektedir ve devam edecektir.

  • +90 (312) 394 16 07

  • Danışma Hattı: (0850) 259 37 83

  • info@forthe.com.tr

  • Yenimahalle-ANKARA - TÜRKİYE

  • Hafta İçi: 09:00 - 19:30 Arası.
    Cumartesi: 09:00 - 18:00 Arası.
    Pazar: Kapalı